2 Ekim 2011 Pazar

Bir türkçe şarkının almancası nasıl olur?

Dün akşam 32 yıldan beri tanıdığım bir dostun, Bernd Köhler' in verdıği konsere gittim. Bernd bizim buralarda demokratik kesimin önde gelen sanatçılarından biridir. Gençliğimizde bir sürü ortak maceralarımız olmuştu.

Bu konsere muhakak gitmem gerekti. Sebebi de şu; Bernd bundan bir ay kadar önce telefon etti. Yardımıma ihtiyacı olduğu için gelmek istediğini söyledi. Ertesi akşam bir elinde gitarı, öbür elinde bir şişe şarabı ile çıktı geldi. 

Kendi anlatımı ile derdi şöyle;
''Halkların şarkıları'' adlı yeni bir program ve stüdyo çalışmasına girmiş. Bir sürü avrupa dillerinde şarkılar seçmiş, onları söyleyecek. Şimdi de aklına takmış, muhakkak türkçe bir şarkıda söyleyeceğim diyor. 

Gelir gelmez ''çıkar bakalım şu türkçe müziklerini'' dedi. Dinlemediğimiz müzik kalmadı. Dinlediklerimiz arasından kendi kafasına göre en iyi 10 parçayı seçti. Hepsinin içeriğini anlaması için tercüme etmem gerekti. Daha sonra en iyi 5 parçaya indirgedi. Bunlarında içinden en sonunda birini seçti. 

Zülfü Livaneli' den  ''Kardeşin duymaz''

Müziğin notaları, akorları onun için hiç bir zorluk yaratmadı. Beş dakika sonra sanki ömrü boyunca çaldığı bir şarkı gibi çalabiliyordu. 

Sorun şarkının sözlerini telaffuzunda;
İlk önce türçesini bir kağıda yazdım arkasındanda almancada okunması gereken türkçe telaffuzunu yazdım.

Mesela ilk kıta orjinal türkçesi;

Susarlar sesini boğmak isterler 
Yarımdır, kırıktır, sırça yüregin
Çığlık çıglığa yarı geceler.. 
Kardeşin duymaz eloglu duyar.

Aynı kıtanın almanca telaffuz metni ise şöyle;
Zuzarlar zezini boomack isterler
JarImdIr kIrIktIr sIrtscha jüre in 
TschIIlIck, tschIIlI aa, jarI gedscheler
Kardeschin dujmaz, eloolu dujar.
(Başka bir sorunda almancada olmayan ''ı'' sesini öğretmek oldu)
En sonundada şarkının tercümesini yazılı olarak yapmak zorunda kaldım;
Sie schweigen und wollen dich auch zum schweigen bringen. 
Dein Herz ist verletzt, ist brüchig.
Durch Schreie zerrissene Nächte... 
Der Fremde wird dich hören, aber nicht dein Bruder.
Gittiğinde vakit gece yarısını geçmişti. Daha sonraki günlerde akşamları bana telefon ederek, telefonda bu şarkıyı bana söyledi. Ufak tefek telaffuz hatalarını düzeltmeye çalıştım.

Dün akşam yeni programını deneme amaçlı sadece özel davetli (50 - 60 kadar) kişilerden oluşan bir seyirci kitlesine tanıştırdı. Benim bu küçük, özel konsere gelmemi ve muhakkak fikrimi söylememi istedi. En son olarak Livanelinin şarkısını söyledi. Hayretler içinde kaldım. Telaffuzu ne denli kusursuz olmasada şarkının içeriğini ve ne anlatmak istediğini o kadar güçlü bir şekilde ifade etti ki, inanılmaz. Eşlik eden grubuda şahaneydi. Seyircilere   büyük süpriz oldu. Şarkıyı ikinci kez tekrar etmek zorunda kaldı.

Konser sonrası birlikte oturduk ve geceyi şaraplı, gitarlı bitirdik.

Bernd şimdi de bu şarkı için Zülfü Livanelinin müsadesini veya telif haklarını alabilmek için temasa geçmemi istiyor. Bu şarkının sonu gelecek gibi değil, benim için.   

1 yorum: