Ama 2 Haziran 1991 de 64 yaşında çok erken aramızdan ayrıldı, Ahmet Arif.
İster aşk şiiri, ister toplumsal konulu şiir ne yazarsa yazsın, insanın tüylerini ürpertecek güzellikte tertemiz türçesi ile, hepimizi hayretlere düşüren yürekliliği ile yazardı. Anadoluyu anlattı bize dürüstçe.
Nice nesillere yetecek umutlar damıttı, acılarından, uğradığı haksızlıklardan, yattığı ''taş duvarlı, kör pencereli'' mapusluklarından...
Vurulmuşum
Dağların kuytuluk bir boğazında
Vakitlerden bir sabah namazında
Yatarım
Kanlı, upuzun...
Vurulmuşum
Düşüm, gecelerden kara
Bir hayra yoranım çıkmaz
Canım alırlar ecelsiz
Sığdıramam kitaplara
Şifre buyurmuş bir paşa
Vurulmuşum hiç sorgusuz, yargısız
Kirvem, hallarımı aynı böyle yaz
Rivayet sanılır belki
Gül memeler değil
Domdom kurşunu
Paramparça ağzımdaki...
Ahmet Arif
(33 kurşun adlı şiirinden alıntı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder