21 Nisan 2012 Cumartesi

Bu gün 85 yaşında olacaktı...

Ama 2 Haziran 1991 de 64 yaşında çok erken aramızdan ayrıldı, Ahmet Arif. 

İster aşk şiiri, ister toplumsal konulu şiir ne yazarsa yazsın, insanın tüylerini ürpertecek güzellikte tertemiz türçesi ile, hepimizi hayretlere düşüren yürekliliği ile yazardı. Anadoluyu anlattı bize dürüstçe. 

Nice nesillere yetecek umutlar damıttı, acılarından, uğradığı haksızlıklardan, yattığı ''taş duvarlı, kör pencereli'' mapusluklarından...

Vurulmuşum 
Dağların kuytuluk bir boğazında 
Vakitlerden bir sabah namazında 
Yatarım 
Kanlı, upuzun... 

Vurulmuşum 
Düşüm, gecelerden kara 
Bir hayra yoranım çıkmaz 
Canım alırlar ecelsiz 
Sığdıramam kitaplara 
Şifre buyurmuş bir paşa 
Vurulmuşum hiç sorgusuz, yargısız 

Kirvem, hallarımı aynı böyle yaz 
Rivayet sanılır belki 
Gül memeler değil 
Domdom kurşunu 
Paramparça ağzımdaki... 

Ahmet Arif 
(33 kurşun adlı şiirinden alıntı)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder