1 Nisan 2012 Pazar

Sorumsuz ve ucuz gazetecilik veya dürüst olmak bu kadar zor mu?


Bugün ki Milliyet gazetesi İnternet sitesi, 'en önemli' haberlerin yer aldığı panoda 5. sırada nazi bayrağının altında şu haberi veriyor:

Almanya’da vatandaşa renk kriteri  

Almanya’da bir idari mahkemenin, yasa dışı göçü engelleme amacıyla ‘Almana benzemeyen kişilerin’ polis tarafından herhangi bir neden olmaksızın aranabilmesine izin vermesi tartışma yarattı Ülke gündemine oturan olay, 2010’da Kassel’den Frankfurt’a trenle seyahat eden Alman vatandaşı siyahi bir gence yapılanlar ile başladı. Polis, hiçbir neden göstermeksizin 25 yaşındaki öğrenciden kimliğini göstermesini istedi. Bunu reddeden genç gözaltına alındı. Sonunda kimliğini gösterdi ama polislere uygulamanın Nazilerin SS subaylarını hatırlattığını söyledi. Bunun üzerine hakkında polise hakaretten dava açıldı. Genç adam da yapılanın yasa dışı olduğu gerekçesi ile dava açtı. Ancak bu hafta kararını açıklayan mahkeme, yasa dışı göçü engellemek için polislerin tren, havaalanı ve sınır bölgelerinde ‘yabancıya benzeyen kişileri’ nedensiz yere arayabileceğine hükmetti. Mahkeme ‘ten rengi ya da esmerliğin’ kriter olarak kullanılmasının anayasaya aykırı olmadığını belirtti.


'Milli takımımıza bakın yeter’ 

İnsan hakları örgütleri ve basın, kararda yer alan ifadelere ‘Nazi dönemi uygulaması’ diyerek isyan etti. Almanya İnsan Hakları Enstitüsü “Uluslararası kurumlar insanların etnik köken ya da ten rengine göre ayrımcılığa uygulamasını yasaklar” dedi. Berliner Zeitung başyazısında “Bu kriterler sorgulamalı. Milli futbol takımımıza bakın. Futbol takımımız, Almanların bugün artık sadece sarışın mavi gözlü Sebastian ve Manuel’lerden oluşmadığını gösteriyor. Mesut, Sami ve Miroslav’lar da var” yorumunu yaptı.


Panoyu, daha doğrusu faşist almanyanın bayrağını tıkladıgınızda gelen ve kaynağı verilmeyen haberde ne anlama geliyorsa başbakan Merkel' in bir fotoğrafıda yer alıyor. Nedenini bilmiyoruz. Merkel faşist bir ülkenin başbakanıdır ve faşisttir anlamına mı geliyor? Alman polisi ve yargı organları mıdır faşist olan?

İçeriğine gelince;
Almanyada da aynen Türkiyede olduğu gibi devletin polisinin kimlik tesbit yetkisi vardır. Bu yetkinin kullanımında her hangi bir sebeb yada temellendirme getirmesi gerekmez. Ama almanyada şüphe üzerine, hükümsüz tutuklu tutma süresi en fazla 24 saattir. Bu sürenin türkiyede ne kadar olduğundan haberiniz var mı?

Burada söz konusu olan genç insan önce hüviyetini göstermeyi redediyor (Bu küçükte olsa bir suç teşkil eder) ve faşistlikle suçluyor (bu gerçekten bir suç sayılır).

Evet doğrudur, bazı insanlar şu yada bu sebeblerden dolayı almanyada resmi oturumları olmadan yaşamaktadırlar. İnsan, insan olduğun dolayı yasal olmayan insan olmaz. Bu insanların avrupadaki (aynı zamanda türkiyedeki) konumları insancıl yönden ele alınmalıdır.

Eğer polis su kişiyi çekik gözlerinde dolayı, koyu teninden dolayı yabancı olduğunu tahmin ettiğimden kimlik kontrolü yaptım diyorsa bu olaylardan siyasi sonuçlar çıkarmak, alıngan ve deneyimsiz genç insanların hakkı olabilir ama faşist almanyanın bayrağı ile okuyucu avına çıkmaya tenezzül eden Milliyet gazetesinin olamaz. Hollanda - Almanya sınırının arkasında, uyuşturucu maddelerden dolayı bu tip durdurup, kimlik sormalar, araba aramalar çok sık yapılmaktadır. Bu uygulamaya en çok alman görünümlüler taabi tutulur. Peki buna ne diyelim?

Burada söz konusu gazete her hangi bir ucuz propaganda yapmakla görevli bir gazate değildir. Bu gazete Çetin Altan,  Can Dündar başta olmak üzere türkiye gazetecilğinin önemli isimlerini bünyesinde toplamış önemli bir yayın organıdır.

Nedir bu sorumsuz gazeteciliğin amacı?
Tencere g.... kara, senin ki benden kara düşüncesini yayarak, azılı milliyetçi okuyucularına rahatlık mı sağlamak? Diz boyu cehalet bataklığını biraz daha sulamak mı? Akılcı bir sebeb aklıma gelmiyor. Ama eger ki milliyet gazetesi bu ''okuyucu'' kitlesine hitab etmeye kalkarsa, kendi gerçek okuyucusunu kaybeder.

Ben uzun yıllardır almanyada yaşıyorum. Ne ana hükümet partisi CDU yakınım, ne de Angela Merkel taraftarıyım. Her vatandaş gibi bir sürü hüviyet, ehliyet kontrolü yaşadım. Bunların hiç birinin ırkçı yaklaşımdan kaynaklandığını söyliyemem.

Almanyada da (aynen türkiyede olduğu gibi) polis kadrolarının içinde ırkçı eğilimli polisler olabilir ve muhakak vardır. Bu insanlığın yüz karalarını bir halka, bir devlete yüklemek aydın insanların harcı olmamalı. Bu gerçeği Hrant Dink'in katilinin yanında türk bayrağı ile resim çektiren polislerin terfi edildiği ülkenin insanları olarak daha iyi bilmemiz gerekir.

Bu utanç verici ''makaleyi'' yazan sorumsuz ''gazeteciye'' tavsiye ederim; Bir gün Atatürk havaalanındaki pasaport kontrolünde afrikalı insanların nasıl incelendiğini gidin bir izleyin. Bakalım orada gördüğünüzü, ertesi gün gamalı haç ve başbakan Erdoğanın resmi ile yayınlayacak mısınız?  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder