18 Mart 2013 Pazartesi

Çanakkale savaşının 98. yıldönümü ve bir mektup


Ben tarihteki saygın kişiliklerin peygamberleştirilmelerinden hiç hoşlanmam. En sevmediğim unsurlardan biridir desem yanlış olmaz. Nedenine gelince gayet basit; kanımca saygının yerini inanç, öğretinin yerini içi boş milliyetçilik alır. Ben bunu laiklikten, cumhuriyetten ve demokrasiden yana olan insanlara yakıştıramam.

Bu gün Çanakkale savaşının başlamasının 98. yıldönümü. Çanakkale savaşından çıkartılacak bir sürü dersler var hepsine değinmek gibi bir amacım yok. Sadece bir konuya değinmek istiyorum.


Büyük savaşları ne atalarının ardına sığınanlar, nede ''düşmanına'' nefret naraları atanlar kazanır. Nefret sadece korkunun başka bir adıdır. 

Günümüz Türkiyesinde Atatürk resimli, osmanlı tuğralı, bayraklı, sancaklı meselelerin ardına sığınıp nefret söylemlerine kendini kaptırmış büyük bir kitle var. 

Yukarıda resmini koyduğum geliboludaki anıt ve içeriğini Mustafa Kemal Atatürk’ün 1934 yılında, ölen ''düşman'' askerlerin annelerine hitaben yazdığı mektup, bence bu savaştan çıkartmamız gerekli en büyük derslerden biridir. 

"Uzak memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar; burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar; göz yaşlarınızı dindiriniz, evlatlarınız bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır."




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder