Cengo 70li yılların başlarında |
Koşarak ahşap merdivenleri çıkmaktayım, en üst katın en son basamağına oturmuş iki yaşlarında bir çocuk bekliyor beni. Şekerin birini kardeşim Cengize verip yanına oturuyorum. Hayatımızdan çok memnunuz.
Aradan çok uzun yıllar geçecek, diyor geçmişim, büyüyeceksiniz, bazen birlikte oturup birer kadeh rakı içeceksiniz ve o anda minicik çocukken duyduğun huzuru tekrar hissedeceksin.
Tamam, doğrudur, o senden biraz daha haşarı olacak. Mesela, bir iki sene sonra camiinin yanından boğaza düşecek, kurtulacak. Sen onunla ikiz gibi büyüyeceksin. İlk ve ikinci bakışta başkaları sizi pek birbirinize benzetemesede, siz ikiniz aslında birbirinize müthiş benzediğinizi bileceksiniz.
Bildiğin gibi, yarım asır sonra ona, yaptığın bir saçmalığı anlattığında, o başka insanlar gibi 'neden öyle yaptın?' falan gibi sorular sormayacak, çünki o senin ruhunu bilecek. Hayatında en çok bu kardeşinden ayrı olacaksın. Yıllarca birbirinizi göremeyeceğinizde olacak. Ama, korkma sizi birbirinize bağlayan bağın kopması imkansız. Seni en çok tanıyan insan o olacak.
Doğru, bazen binlerce kilometre uzakta, gece yarısı uykun kaçacak, onu düşüneceksin. Bak şimdi bu evin basamaklarında horoz şekeri yemektesiniz, mutlusununuz, başınızda daha çok serüvenler geçecek. Geleceğinizde unutamayacağınız anılarınız olacak. Sırası geldiğinde onları da göreceğiz.
Ben sana dünyanın en iyi kardeşini verdim. Farkında mısın?
(Yaşamın izlerinden / Geçmişimle bir yolculuk)
(Yaşamın izlerinden / Geçmişimle bir yolculuk)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder