1 Mayıs 2013 Çarşamba

Okulun köşesinde ağlayan küçük kız


1969 yada 1970 yılı olması lazım. O zamanlar oturduğumuz Çekmece caddesindeki  evimizden çıktım, arkaşlarla buluşmak için mehtaba doğru yürüyorum. Tam okulun (Şehit Pilot Muzaffer Erdönmez İlkokulu) köşesine geldiğimde küçük bir kızın iki gözü iki çeşme hıçkıra hıçkıra ağlamakta gördüm. Baktım, bizim mahallenin ufaklıklarında biri. Ne var, ne oldu? diye sordum. Ağlamaktan cevap vermekte güçlük çekiyordu. Zor zar ‘’Beni oyuna almıyorlar’’ dedi. Kim bu seni oyuna almayanlar diye sordum. Hıçkıra hıçkıra isimleri saydı. Gayet tabii ki bu saydığı isimlerin başında kendi kardeşim vardı. Elini tuttum ‘’Gel, gidelim oraya, ben onlara söylerim, senide oynatırlar’’. Okulun bahçesine girdik. Gerçekten diğerleri orada top oynamakta. Aklımda yanlış kalmadıysa istop oynuyorlar (İnşallah oyunun ismi doğrudur. Galiba türkçemin pilleri bitiyor).

Hemen çıkıştım;
‘’Bu çocuğu neden oynatmıyorsunuz, utanmıyor musunuz ağlatmaya?’’ Derhal itirazlar başladı;
‘’Bu daha çok küçük, topu doğru dürüst havaya atamıyor. Hemde kaybedince hep mızmızlık yapıyor’’
‘’Hiç dinlemem, o da oynayacak.’’
Topu alıp eline verdim.
‘’Hadi at bakalım şu topu havaya, görsünler ne kadar şahane oynadığını’’
Küçük kız topu aldı, havaya attı, daha doğrusu atmaya çalıştı. Şimdi nemli mavi gözleriyle gülüyordu.

Bugün o küçük kızın doğum günü. Hep böyle kal Serap kardeşim, nice mutlu yıllara....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder