29 Ekim 2014 Çarşamba

Hayalet cumhuriyet…

Bizler nedense var olmayan şeyleri pek severiz. Hatta ve hatta bu varolmayan şeyler uğruna ölmeye bile hazırlanırız. Bunun altında gayet tabii ki iman gücümüz yatar. Bizce inanmak, bilmekten çok daha önemlidir. Bilmek, sadece ”kendini bilmez” bir kaç züppenin uğraşısıdır. Biz halk olarak sadece inandığımızı biliriz.

Gerisi bizi ilgilendirmez. Yeter ki, o inandığımız nesne, kişi, düzen, hak, hukuk, falan, filan gerçek olmasın.

Cumhuriyette böyle kavramdır, 91. yıl dönümünde. Ne olduğunu bilmesekte, çoğumuz uğruna ölmeye hazır.

Kim bu cumhuriyetin fadaileri ?

Cumhuriyeti bir futbol maçına benzetip, ''seçimi kazanan kimse onun borusu öter'' naraları atarak meclisi inim inim inletenler...

Beş dakika oturup ciddi düşünmekten uzak, atasının gösterdiği yoldan gitmek yerine, atasının izinden gitme sevdalısı ''vatan-millet-sakarya-fraksiyonu''..

Hac dönüşü bir elinde ay-yıldızlı bayrak, öteki elinde plastik bir ibrikteki zemzem suyu ile uçaktan inenler...

Çocuklara özgür kimlik öğretmek yerine, onları 29 ekim gösterilerinde zevksiz maskara kılıklara sokup, marşlar eşliğinde uygun adım yüreten "aydınlarımız"..

Saymakla bitmez ki bu cumhuriyet sevdalıları..

Her neyse...

Yine de günün birinde torunlarımızın cumhuriyeti, ''her anlamdaki azınlıkların korunduğu, bireyin toplumla eş değerde olduğu'' bir toplum olarak tanımlamaları umuduyla..

Yaşasın cumhuriyet... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder