13 Mart 2015 Cuma

Bir dostun mezarının başında son sözler..

Sevgili dostum,
Can yoldaşım melih,

Gençliğimin deli dolu yıllarında, 70 li yıllarda tanıdım seni. Sen de o zamanlar benim gibi insan onurunu savunmaya hazırdın. 

Aynı şairleri seviyorduk, Aynı şarkıları dinliyorduk ama aramızda her türlü benzerligi rağmen büyük bir fark vardı. Sen biliyordun, neden insan onurunu korumadan onurlu bir yaşam olamıyacağını, neden bu şiirleri sevdiğini, neden bu şarkıları dinlediğini.

Senin katkın büyüktür, bu nedenleri biraz olsun anlayabilmemde..

Dolu dolu bir yaşamın oldu, sevgili Melih,
Sadece gençlik yıllarının değil, ömrünün büyük aşkı, eşin şükranla bir yaşamı sonuna kadar paylaştın. Gurur duyduğunuz ogullarınız, torunlarınız var şimdi. Seni seven, senin sevdiğin dostların oldu yaşamında. 

Büyük bir şairin adını taşıyor ilk oğlun, ''Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine'' mısralarının içinde saklı özlemini dile getiren. 

Aynen ikinci oğlunun adının barış olması gibi, eşin şükranın ve senin ''barış hedef değil, insanlığa giden yoldur'' düşüncesinin ürünüdür ikinci oğlunun taşıdığı onurlu isim.

Bazı insanlar hayatlarının belli dönemlerinde, insanlığın özgürlük, barış, dayanışma gibi yüce hedefleri için bir mücadeleye girerler ama bir süre sonra bu değerlerin önemi, yaşamlarının güncelliğinde kaybolur gider. Bu sende böyle değildi, bu değerler senin gölgen gibi ömür boyu yanı başında oldular. 

İnsan onurunu savunmanın, insan olmanın bir parçası olduğuna inanırdın. 

Gülebilmek, güldürebilmek önemliydi senin için, gülerli yüzlü olmayan her yaşam anlayışı, haklı olarak yabancı kaldı sana. Hoşlanmazdın dünyaya kapkara bakan, her türlü espriden uzak içi boş dünya görüşlerinden. Seninle saatlerce gözlerimizden yaşlar gelerek güldüğümüzü hatırlıyorum. 

Şimdi gelelim, 
kişiliklerimize imza atmış, her anlamdaki azınlıklarımızla sevgi ve saygı ile birlikte yaşama sevincini bize ana sütü ile vermiş, künyemiye kazımış ortak büyük sevdamız istanbula.

Biliyorum ne kadar severdin;
İstanbulun hoş görülü, uygar ve güzel yüzünü, lodosunu, poyrazını. Poğçasını, bozasını, salebini, rakı sofralarını, lakerdasını. Galata köprüsünü, eminönünü, beşiktaşı, adaları. Şairlerini, şiirlerini. Şarkılarını, fasıllarını..

Sevgili dostum,
Seni Orhan Velinin yaşam dolu bir şiiri uğurlamak istiyorum;

GÜN OLUR
Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.
Şu ada senin, bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan.

Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüylerinde ayrı telaş!...

Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi...
.........

Hoşçakal Melih,

Nur içinde yat, dostum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder