Bob Dylan, aydınlarını sıradan hapislere atan, toplama kamplarına tıkan çinde verdiği konserde okuyacağı şarkıların listesini sansürden geçirilmesine izin verdi. Aynı sansürleme, yine Bob Dylan ın onayı ile bir kaç gün sonra vietnamda tekrarlandı. The Times they are a-changin, Blowin' in the wind gibi şarkılarını söylemesi yasaklandı, sansürcüler tarafından.
Bunu yapmayacaktın, büyük sanatçı. Bu hiç olmadı. Hadi bir ara başladın dini tavırlar takınıp, mistik şarkılar söylemeye, dedik, kendisinin vicdani özgürlüğüdür, dinlemek zorunda değiliz. Geçmişte yaptığı bir sürü yapıtlarıyla, tüm dünyada kendi neslinin özlemlerini dile getirmiştir. Sevabı, günahından büyüktür, şimdi biraz tuhaflaşmasını yaşlanmasına verelim, falan filan dedik.
Düşünebiliyor musun Bob Dylan? Sen haksız vietnam savaşına karşı şarkılarınla mücadele etmiştin. Vietnam halkının kendi özgür iradesi savunmuştun. Şimdi, o zamanlar hepimizin savunduğu bu özgür irade senin şarkılarını sansürlüyor.
Ama belkide sende haklısın, bir halkın özgür iradesi eğer buysa, değmez böyle bir "özgür irade" için bir sanat abidesi olmak.
Ama ben yinede şimdi, ırkçı polislerin coplarıyla, kurt köpekleriyle, eşiklik mücadelesi veren koyu renkli insanlara saldırırken, korkmadan, elinde gitarıyla köşe başına dikilip özgürlük şarkıları söyleyen, benim çocukluğumun, gençliğimin Bob Dylan’ ı dinlemek istiyorum;
Ladies and gentlemen, we proudly present;
Mr. Bob Dylan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder